Would you like to go out to have a drink somewhere?
- Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
I would rather stay at home than go out.
- Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
Mother has just gone out shopping.
- Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.