dışarı çıkma

listen to the pronunciation of dışarı çıkma
Türkçe - İngilizce
egression
egress
bounce out
dışarı çıkmak
go out

I was obliged to go out yesterday. - Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.

I don't want to go out. - Ben dışarı çıkmak istemiyorum.

dışarı çık
went out

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

She went out without saying good-bye. - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

dışarı çıkmak
step out
dışarı çıkmak
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

dışarı çıkmak
(deyim) come out for
dışarı çıkmak
protrude
dışarı çıkmak
pop out
dışarı çıkmak
(Konuşma Dili) go for
dışarı çık
gone out

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

I'm afraid he's just gone out. - Maalesef o az önce dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkmak
step outside
dışarı çıkmak
climb out of
dışarı çıkmak
to go out, to pop out
dışarı çıkmak
1. to go out. 2. to defecate
dışarı çıkmak
issue
dışarı çıkmak
pass out
dışarı çıkma