She always keeps her room neat and tidy.
- Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
She is always neat and tidy.
- O her zaman temiz ve düzenli.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
There is no regular boat service to the island.
- Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
She always keeps her room neat and tidy.
- Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
The cottage was clean and tidy.
- Yazlık temiz ve düzenliydi.
But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
- Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
Tom isn't very coordinated.
- Tom çok düzenli değil.
Tom has been calling me regularly every evening.
- Tom her akşam düzenli olarak beni arıyor.
Tom is organizing a fundraising event.
- Tom bir bağış toplama etkinliği düzenliyor.
Your software needs to be updated periodically.
- Yazılımınızın düzenli aralıklarla güncellenmesi gerek.
Tom is usually quite organized.
- Tom genellikle oldukça düzenli.
Tom seems to be organized.
- Tom düzenli görünüyor.
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
Tom is methodical, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
He's not eating right. I think he's sick.
- O düzenli yemek yemiyor. Ben onun hasta olduğunu düşünüyorum.
Everything seems in order.
- Her şey düzenli görünüyor.
Tom thought everything was in order.
- Tom her şeyin düzenli olduğunu düşündü.
Tom isn't very coordinated.
- Tom çok düzenli değil.
The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
She's now straightening up her room.
- O, şimdi odasındaki şeyleri düzenliyor.
We made a habit of getting together regularly.
- Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
The instrument panel has a very ergonomic layout.
- Enstrüman paneli, çok ergonomik bir düzene sahip.
Tom thought everything was in order.
- Tom her şeyin düzenli olduğunu düşündü.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
- Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
We need to change the system.
- Düzeni değiştirmemiz gerekiyor.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
This arrangement is only temporary.
- Bu düzenleme sadece geçici.
I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
Import regulations have been relaxed recently.
- İthalat düzenlemeleri son zamanlarda gevşetilmiştir.
You should keep to the regulations.
- Düzenlemelere uymalısınız.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Tom is being deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz oluyor, değil mi?
Tom is deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz, değil mi?
The Angkar regulated every moment of our lives.
- Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.
Rice prices are regulated by the government.
- Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
How often do you edit your profile?
- Ne sıklıkta profil düzenlersin?
Rain or shine, the athletic meet will be held.
- Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
We'll set up a meeting.
- Bir toplantı düzenleyeceğiz.
I've set up a meeting.
- Bir toplantı düzenledim.
The British have a lot of respect for law and order.
- İngilizlerin kanuna ve düzene çok saygıları var.
The police are responsible for the maintenance of law and order.
- Polis, kanun ve düzenin korunmasından sorumludur.
Tom is methodical, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
She used to visit me regularly.
- O, beni düzenli olarak ziyaret ederdi.
Tom regularly eats sushi with his mother.
- Tom annesiyle birlikte düzenli olarak suşi yer.
Cosmos is the antithesis of chaos.
- Kaosun antitezi düzendir.
Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
He's not eating right. I think he's sick.
- O düzenli yemek yemiyor. Ben onun hasta olduğunu düşünüyorum.
They will get up a party for Tom's birthday.
- Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
Let's get up a party for Tom's birthday.
- Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyelim.
I didn't make any adjustments.
- Herhangi bir düzenleme yapmadım.
The telethon is a French TV program organized every year to collect funds in order to finance medical research.
- Teleton tıbbi araştırmaları finanse etmek amacıyla para toplamak için her yıl düzenlenen bir Fransız televizyon programıdır.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.