Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
He put his room in order.
- O, odasını düzenledi.
Tom called the meeting to order.
- Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
I am not going out because I have to tidy my room.
- Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.
Many countries try to regulate the birth rate.
- Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
Rice prices are regulated by the government.
- Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
The President needs to sign a law regulating public spending.
- Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
The speaker organized his lecture notes.
- Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
Who organized that meeting?
- O toplantıyı kim düzenledi?
Tom asked Mary to help him organize the party.
- Tom Mary'den ona partiyi düzenlemesi için yardım etmesini rica etti.
He organized a summer rock festival.
- O, bir yaz rock festivali düzenledi.
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
The two stamp collectors arranged a trade.
- İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
I arranged catering for tomorrow's party.
- Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.