Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

dürtücü

listen to the pronunciation of dürtücü
Türkçe - İngilizce
impulsive
challenging
dürtü
drive

Tom has no drive or ambition. - Tom'un hiçbir dürtü veya hırsı yok.

She has a low sex drive. - Onun düşük bir cinsel dürtüsü var.

dürtü
{i} urge

Tom felt a sudden urge to leave the room. - Tom ani bir odayı terk etme dürtüsü hissetti.

I couldn't resist the urge to applaud. - Ben alkışlama dürtüsüne karşı koyamadım.

dürtü
{i} stimulation
dürtü
{i} impulse

Tom resisted the impulse to tell Mary what an idiot she had been. - Tom Mary'nin ne kadar aptal olduğunu söyleme dürtüsüne direndi.

Sometimes it's hard to resist the impulse to burst out laughing. - Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.

dürtü
incentive
dürtü
motivate
dürtü
spike
dürtü
spur
dürtü
motive
dürtü
leverage
dürtü
compulsion

He could not control his compulsion to kill. - O, öldürme dürtüsünü kontrol edemedi.

dürtü
impulsion
dürtü
challenge
dürtü
psych. drive, compulsion, impulse
dürtü
ginger
dürtü
drive, motive, impulse, incentive
dürtü
motivation
dürtü
(Hukuk) impetus
dürtü
prod
dürtü
provocation
Türkçe - Türkçe

dürtücü teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

dürtü
Fizyolojik veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim
dürtü
Fizyolojik veya ruhi dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim
dürtü
Fizyolojik veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim, muharrik
dürtücü