Everything is for the best in the best of all possible worlds.
- Her şey bütün olası dünyaların en iyisinin içindeki en iyiler içindir.
If this is the best of all possible worlds, what are the others like?
- Bu bütün olası dünyaların en iyisi ise diğerleri nasıldır?
Mount Everest is the world's highest peak.
- Everest dağı dünyanın en yüksek tepesidir.
In my opinion, German is the best language in the world.
- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
The earth is the shape of an orange.
- Dünya portakal şeklindedir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.
- Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar.
Sometimes it seems to me as though everybody in the world speaks English.
- Bazen bana dünyadaki herkes İngilizce konuşuyormuş gibi geliyor.
If everybody were me, the world would be a much better place.
- Herkes benim gibi olsaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
Moving money and technology from one side of the globe to the other is not enough.
- Parayı ve teknolojiyi dünyanın bir tarafından diğerine taşımak yeterli değildir.
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.