düşünürler

listen to the pronunciation of düşünürler
Türkçe - İngilizce
thinkers

The best observes and the deepest thinkers are always the gentlest judges. - En iyi gözlemciler ve en derin düşünürler her zaman en kibar hakimlerdir.

plural of thinker
düşün
{f} think

I think he is Mr Brown. - Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

düşünür
{i} philosopher
düşün
think of

What do you think of the original plan? - Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?

What do you think of modern art? - Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?

düşün
thought

Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned. - Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.

She is very thoughtful and patient. - O çok düşünceli ve sabırlı.

düşünür
(Bilgisayar) think

They would think the person is modest or lazy. - Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

düşün
ponder

She pondered the question for a while. - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.

Tom pondered his next move. - Tom onun sonraki hamlesini düşünüp taşındı.

düşün
turn over
düşün
{f} pondering

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
{f} thinking

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful. - Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

düşün
{f} picturing
düşün
cogitate
düşün
cast about
düşün
ponder of
düşün
contemplate

When I contemplate the sea, I feel calm. - Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.

He contemplated their plan. - O onların planı üzerinde düşündü.

düşün
meditate

He meditated for two days before giving his answer. - Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.

Do you meditate, Tom? - Üzerinde düşünür müsün?

düşün
{f} deliberate

Do you think that was deliberate? - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?

The jury deliberated for three days. - Jüri üç gün boyunca düşündü.

düşün
think up
düşün
idea

I have no idea what that guy is thinking. - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

Tom thought it would be a good idea to see a doctor. - Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.

düşün
concept
düşün
product of the mind
düşün
excogitate
düşün
considering

I'm considering going with them. - Onlarla gitmeyi düşünüyorum.

His suggestion is worth considering. - Onun önerisi düşünmeye değer.

düşün
considered

Tom considered working for our company, but decided not to. - Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.

Tom considered changing his job. - Tom işini değiştirmeyi düşündü.

düşün
thinkup
düşünür
thinker, intellectual
düşünür
original thinker
düşünür
thinker

He is an independent thinker. - O bağımsız bir düşünürdür.

Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death. - Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.

düşünür
thinker mütefekkir
Türkçe - Türkçe

düşünürler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Düşünür
(Hukuk) MÜTEFEKKİR
Düşünür
düşünücü
Düşünür
kam
düşün
Duyularla değil, zihnî olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay, fikir, ide
düşünür
Genel sorunlar üzerine yeni ve kendine özgü düşünceleri olan kimse, mütefekkir
düşünürler