düşünülürse

listen to the pronunciation of düşünülürse
Türkçe - İngilizce
considering
You use considering that to indicate that you are thinking about a particular fact when making a judgment or giving an opinion. Considering that you are no longer involved with this man, your response is a little extreme
present participle of consider
conj. taking into account; in light of
{e} taking into account; in light of
When you are giving an opinion or making a judgment, you can use considering to suggest that you have thought about all the circumstances, and often that something has succeeded in spite of these circumstances. I think you're pretty safe, considering
taking everything into account
You use considering to indicate that you are thinking about a particular fact when making a judgment or giving an opinion. The former hostage is in remarkably good shape considering his ordeal
düşün
{f} think

I think he is Mr Brown. - Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

düşün
think of

You can't expect me to always think of everything! - Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

Two people think of her as their daughter. - İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.

düşün
thought

Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned. - Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.

She put down her thoughts on paper. - Düşüncelerini kağıda döktü.

düşün
ponder

Tom pondered his next move. - Tom onun sonraki hamlesini düşünüp taşındı.

She pondered the question for a while. - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.

düşün
turn over
düşün
{f} pondering

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
{f} thinking

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

düşün
{f} picturing
düşün
cogitate
düşün
cast about
düşün
ponder of
düşün
contemplate

He contemplated taking a trip to Paris. - Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.

When I contemplate the sea, I feel calm. - Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.

düşün
meditate

I'm trying to meditate. - Düşünmeye çalışıyorum.

Tom used to meditate every morning. - Tom her sabah düşünüp taşınırdı.

düşün
{f} deliberate

Do you think that was deliberate? - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?

The jury deliberated for three days. - Jüri üç gün boyunca düşündü.

düşün
think up
düşün
idea

I have no idea what that guy is thinking. - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

We all consider your idea to be impractical. - Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.

düşün
concept
düşün
product of the mind
düşün
excogitate
düşün
considering

It is worthwhile considering what it is that makes people happy. - İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce. - Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.

düşün
considered

It is considered impossible to travel back to the past. - Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.

Tom considered his options. - Tom seçeneklerini düşündü.

düşün
thinkup
Türkçe - Türkçe

düşünülürse teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

düşün
Duyularla değil, zihnî olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay, fikir, ide
düşünülürse