They wanted a wedding picture in front of the Eiffel Tower.
- Eyfel Kulesi'nin önünde bir düğün resmi istediler.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
I know you hate weddings.
- Düğünlerden nefret ettiğini biliyorum.
We went to each other's weddings.
- Biz birbirimizin düğünlerine gittik.