Tom knotted the rope securely.
- Tom ipi güvenli bir biçimde düğümledi.
I get all knotted up when I see a traffic accident.
Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
- Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
- Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
Tom straightened the knot on his tie.
- Tom kravatındaki düğümü düzeltti.
I've forgotten how to tie a bowline.
- Bir gemici düğümünü nasıl bağlayacağımı unuttum.
I showed Tom how to tie some knots.
- Bazı düğümleri nasıl bağlayacağımı Tom'a gösterdim.