If you want to beat a dog, you can always find a stick.
- Eğer bir köpeği dövmek istiyorsan, her zaman bir sopa bulabilirsin.
She won't stop beating me.
- O beni dövmekten vazgeçmeyecek.
Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts?
- Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?
Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
- Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
Sami began beating Layla.
- Sami, Leyla'yı dövmeye başladı.
Tom kept beating Mary.
- Tom Mary'yi dövmeye devam etti.
You're flogging a dead horse.
- Havanda su dövüyorsun.
You're flogging a dead horse.
- Havanda su dövüyorsun.