What do you think would happen if the earth stopped spinning?
- Sence dünyanın dönmesi durursa ne olur?
What would happen if the earth stopped spinning?
- Dünya dönmeyi durdursaydı ne olurdu?
Conversion to the metric system was opposed by tool manufacturers.
- Metrik sisteme dönmeye üreticileri tarafından karşı çıkıldı.
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
He never turns his back on a friend in need.
- Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.
Sami's world stopped turning.
- Sami'nin dünyası dönmeyi durdurdu.
He turned to the right instead of turning to the left.
- O, sola dönme yerine sağa döndü.
The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr.
- Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.
Do you know who invented the Ferris wheel?
- Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
She loved fat men, so she decided to convert to Buddhism.
- O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
If I remember correctly, I think we have to turn left at the next corner.
- Eğer doğru hatırlıyorsam, sanırım bir sonraki köşede sola dönmek zorundayız.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
It's too late to turn back.
- Geri dönmek için çok geç.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
You may go out only if you come back soon.
- Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
- İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
Tom had to go back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son aradığımda, bana İtalya'ya dönmek istediğini söyledi.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
Dave never returned to school again.
- Dave asla tekrar okula geri dönmedi.
This differential equation can be easily solved by Laplace transform.
- Bu diferansiyel denklemler Laplace dönüşümüyle kolayca çözülebilir.
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?
Do you know who invented the Ferris wheel?
- Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom refused to back down.
- Tom sözünden dönmeyi reddetti.
Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
- Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
The Earth is rotating from West to East.
- Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.
The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
- O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
- Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
I wanted to return to your village.
- Köyüne dönmek istedim.
I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
- Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
- Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
Snow began whirling through the street.
- Kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.
There was a storm, and snow began whirling through the street.
- Bir fırtına vardı ve kar sokaklarda fırıl fırıl dönmeye başladı.