döşemek

listen to the pronunciation of döşemek
Türkçe - İngilizce
upholster
furnish

It'll cost you a lot to furnish your apartment. - Apartman daireni döşemek size çok pahalıya mal olacak.

Furnishing a new apartment requires large expenses. - Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.

to furnish; to lay down, to spread; to pave, to floor; to install
to cover, spread on the floor
lay down
inlay
floor
spread
appoint
veneer
install
pave
lay
mobilya döşemek
furnish
döşeme
upholstery

Don't spill your wine on the upholstery. - Şarabını döşemeye dökme.

Green tints prevail in the upholstery. - Döşemede yeşil tonlar hakimdi.

ray döşemek
rail
tahta döşemek
board
döşeme
floor

The money was hidden beneath the floorboards. - Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

Run pipes under the floor. - Döşemenin altındaki kaçak borular.

mayın döşemek
mine
boru döşemek
tube
dayayıp döşemek
appoint
döşeme
{i} pavement
fayans döşemek
tile
döşe
(Bilgisayar) tiled
döşeme
(İnşaat) slab
döşeme
(Bilgisayar) tiles

We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday. - Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.

döşeme
(İnşaat) cladding
döşeme
(İnşaat) covering
döşeme
upholster

Green tints prevail in the upholstery. - Döşemede yeşil tonlar hakimdi.

Don't spill your wine on the upholstery. - Şarabını döşemeye dökme.

döşeme
(Bilgisayar) tile

We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday. - Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.

döşeme
(Askeri) pedestal
döşeme
tiling
döşeme
plate
döşeme
unexpectedly
döşeme
furniture
tahta döşemek
floor
döşe
{f} furnished

She furnished the room with beautiful furniture. - Odayı güzel mobilyalarla döşedi.

The flat was furnished in the Victorian style. - Daire Victorian tarzı döşenmişti.

döşe
{f} furnishing

We spent a lot of money on furnishing our house. - Evimizi döşemede çok para harcadık.

Furnishing a new apartment imposes large expenses. - Yeni bir daireyi döşeme büyük masraflar yüklemektedir.

döşe
furnish

Tom's living room was tastefully furnished. - Tom'un oturma odası zevkle döşenmiştir.

Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture. - Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.

döşe
{f} tiling
döşe
{f} tile

We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday. - Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.

döşeme
flooring
döşeme
furnishings
döşeme
lagging
döşeme
{i} furnishing

We spent a lot of money on furnishing our house. - Evimizi döşemede çok para harcadık.

Furnishing a new apartment imposes large expenses. - Yeni bir daireyi döşeme büyük masraflar yüklemektedir.

boru döşemek
to install plumbing
damasko ile döşemek
damask
döşe
upholster

Don't spill your wine on the upholstery. - Şarabını döşemeye dökme.

Can you recommend a good upholsterer? - İyi bir döşemeci tavsiye edebilir misin?

döşeme
floor covering
döşeme
planking
döşeme
flooring; floor
döşeme
appointments
döşeme
laying
döşeme
floor; floor covering; upholstery; furniture
folyo döşemek
foil
halı döşemek
to carpet
halı döşemek
carpet
halı döşemek
to lay a carpet, carpet
kablo döşemek
cable
kablo döşemek
to lay down a utility line (in the earth); to lay cable (in the sea)
kablo döşemek
wire to
kablo döşemek
to cable
kablo döşemek
lay a cable
kablo döşemek
wire
kalas döşemek
to plank
kalas döşemek
plank
kaldırım döşemek
to lay down paving stones
kaldırım döşemek
pave
kaldırım döşemek
to pave
kaldırım döşemek
pave the way
kaldırım taşı döşemek
flag
kazık döşemek
pile
kiremit döşemek
(İnşaat) cover with roof tiles
mayın döşemek
to mine, to lay mines
mozaik döşemek
tessellate
muşamba döşemek
to lay linoleum
parke döşemek
parquet
parke döşemek
to parquet
ray döşemek
track
ray döşemek
to rail
tahta döşemek
plank
taş döşemek
stone
taş döşemek
(yol) pitch
taş döşemek
lay flagstones
taş döşemek
cobble
tesisat döşemek
lay on
tuğla döşemek
(yer) tile
yeniden döşemek
re lay
çakıl döşemek
to gravel
çakıl döşemek
to pave with pebbles; to gravel
çakıl döşemek
ballast
çimen döşemek
turf
Türkçe - Türkçe
Kumaş, halı gibi şeyleri bir yeri iyice örtecek biçimde sermek
Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek
Bir tabanı, tahta, karo, mermer gibi yapı gereçleriyle kaplamak
Açıp yaymak; kumaş, halı gibi şeyleri bir yeri iyice örtecek biçimde sermek
Yerleştirmek: "Bir taraftan da raylarımızı döşüyorduk."- F. R. Atay
Yerleştirmek
Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek: "On parça eşya ile döşeyip süslenmiş yaz evi..."- R. N. Güntekin
(Osmanlı Dönemi) SEDH
tefriş etmek
çekmek
(Osmanlı Dönemi) İFTİRAŞ
Döşeme
(Hukuk) TEFRİŞ
döşeme
Bir çeşit sebze yemeği
döşeme
Döşemek işi
döşeme
Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama: "Odanın döşemesine bakıyor, bir türlü bu yabancı yere bir ad koyamıyordu."- E. E. Talu
döşeme
Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat
döşeme
Türk halk hikayelerinin başında geçen seçili sözler
döşeme
Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama
döşeme
Halk hikâyelerinin başında, asıl konuya girmeden önceki giriş bölümü
döşeme
Koltuk, kanepe, divan gibi eşyaların kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri: "Bu patiska döşemeleri beraber ütüleyecektik."- A. Gündüz
döşeme
Koltuk, kanepe, divan gibi eşyaların kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri
döşeme
Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü
döşeme
Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü: "Hamama gitmek, yıkanmak, masallara, masal döşemelerine bile girdiği gibi, halkımızın yaşama biçimlerine de karışmıştır."- S. Birsel
döşeme
Bir cins lahana yemeği
İngilizce - Türkçe

döşemek teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

evi döşemek
furnishing the house
döşemek