Görenek nesilden nesile devredildi.
- The custom was handed down from generation to generation.
Alman gelenek ve görenekleri hakkında benden daha çok biliyorsun.
- You know more than I do about German customs and traditions.
Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.
- By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs.
Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.
- I think this kind of custom is unique to Asian countries.
Bu eski bir Amerikan âdeti.
- That's an old American custom.
Tüm insanlar arkadaş olabilir, dilleri ve adetleri farklı olsa bile.
- All people can become friends, even if their languages and customs are different.
Hiç böyle garip bir alışkanlık duydunuz mu?
- Did you ever hear of such a strange custom?
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
- A customs official asked me to open my suitcase.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
- They are not used to our customs yet.
Hiç sipariş üzerine yapılmış bir şey yedin mi?
- Have you ever had anything custom made?
Kablolar ısmarlamaydı.
- The cables were custom-made.
Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
- They are not used to our customs yet.
Kuzey Amerika'da işler, Her zaman müşteri haklıdır. prensibi ile yapılır.
- In North America, business operates on the customer is always right principle.
Bugün az müşteri var.
- There are few customers today.
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.
- Marriage customs differ by country.
On a bridge he custometh to fight. Edmund Spenser.
My feet are as big as powerboats, so I need custom shoes.
A custom More honored in the breach than the observance. Shakespeare.