Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
- They're loading crude oil onto the ship.
Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
- This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
Yöntem basit ama çok etkiliydi.
- The method was crude, but very effective.
Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.
- Mike made a crude table out of logs.
Babamın varlığında kaba şakalar yapma.
- Don't tell crude jokes in the presence of my father.
Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.
- I was offended by her crude manners.
Onun yanıtı nezaketsizdi.
- His answer was crude.
Onun nezaketsiz şakaları Jane'i kızdırdı.
- His crude jokes made Jane angry.
Ham petrol fiyatı düşmektedir.
- Crude oil has been falling in price.
Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
- This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
We will never eliminate the crudenesses, the anti-intellectual rules, the mucker pose in higher education, until we give the universities back to faculty and students.