Diğerlerini eleştirmek için hızlıydı.
- He was quick to criticize others.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
- No one found any reason to criticize his actions.
Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
- Republican Party leaders criticized President Hayes.
Bu derginin editörü ve yayıncısı bazı okuyucular tarafından eleştirildi.
- The editor and publisher of this magazine was criticized by some readers.
criticize= revealing or pointing out wrong or foulty points, maybe not making a judgement (considering living in democracy and freedom, unless it is a Monocracy).