creating or producing excitement

listen to the pronunciation of creating or producing excitement
İngilizce - Türkçe

creating or producing excitement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

exciting
heyecan verici

Uzay yarışı tarihte heyecan verici bir dönemdi. - The space race was an exciting time in history.

1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi. - The election campaign of 1880 was not exciting.

exciting
{s} heyecanlı

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Genç ve heyecanlıydı. - He was young and exciting.

exciting
{f} heyecanlandır

İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu. - Everything was exciting to me when I visited Spain for the first time.

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
heyecanlandırma
exciting
uyaran
exciting
heyecanlandırıcı

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
{s} ilginç

Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici. - This story is interesting, funny and even exciting.

exciting
(Tıp) Uyarıcı, harekete sevkedici, kişide heyecan doğurucu
exciting
{s} uyarıcı
İngilizce - İngilizce
exciting
creating or producing excitement

    Heceleme

    cre·at·ing or pro·du·cing ex·cite·ment

    Türkçe nasıl söylenir

    krieytîng ır prıdusîng îksaytmınt

    Telaffuz

    /krēˈātəɴɢ ər prəˈdo͞osəɴɢ əkˈsītmənt/ /kriːˈeɪtɪŋ ɜr prəˈduːsɪŋ ɪkˈsaɪtmənt/