Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.
- Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed.
Bütün insanlar eşit yaratılmaz.
- Not all men are created equal.
Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
- The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
Tatoeba sitesi Japon bir adam tarafından mı oluşturuldu?
- Was the Tatoeba site created by a Japanese guy?
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Edebiyattaki her kusursuz adam, her zaman bir kadının kalemi tarafından yaratıldı.
- Every perfect man in literature has always been created by the pen of a woman.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Meksika'daki Chicxulub krateri, dinozorları öldüren asteroid tarafından yaratılmış olabilir.
- The Chicxulub crater in Mexico may have been created by the asteroid that killed the dinosaurs.
Pidginler kölelik nedeniyle yaratılmıştır.
- Pidgins were created because of slavery.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.
- The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Onların şirketi kırk yeni iş oluşturdu.
- Their company created forty new jobs.
Allah dünyayı yarattı.
- God created the world.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
Biz ayrıca ayrı sigara içme bölümü yapmak zorunda kalacağız.
- We'll also have to create a separate smoking section, won't we?
According to the Bible, God created the universe in six days.
A sudden chemical spill on the highway created a chain-collision which created a record traffic jam.
Couturiers create exclusive garments for an affluent clientele.
Children usually enjoy creating, never mind if it's of any use.
Under the concordate with Belgium, at least one Belgian clergyman must be created cardinal; by tradition, every archbishop of Mechelen is thus created a cardinal.
Henry VIII created him a Duke.
... empowered us, it has also created new responsibilities. ...
... We created a tool called map maker. ...