Bu gürültü beni deli ediyor.
- This noise is driving me crazy.
Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
- Most people think I'm crazy.
Onun fikirleri çılgınca görünüyor.
- Her ideas sound crazy.
Tom'un çılgınca bir şey yapmayacağından oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom won't do anything crazy.
Yaşamını riske atman çılgınlık.
- It is crazy of you to put your life at risk.
Tom onun çılgınlık olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's crazy.
Bunun aptalca olduğunu biliyorum ama bu doğru.
- I know it's crazy, but it's true.
Onu yapmak aptalca olurdu.
- It would be crazy to do that.
Tom tatlılara düşkündür.
- Tom's crazy about sweets.
Tom sana divane oluyor.
- Tom is crazy about you.
Erkekler ona divane oluyor.
- Men are crazy about her.
Bu çılgınca gelebilir fakat sanırım ben hâlâ Mary'ye âşığım.
- It might sound crazy, but I think I'm still in love with Mary.
Onun fikirleri çılgınca görünüyor.
- Her ideas sound crazy.
Aptalca bir şey yapmayacağız.
- We're not going to do anything crazy.
Ben deli olabilirim, ama aptal değilim.
- I may be crazy, but I'm not stupid.
Ben o delikanlıya hastaydım.
- I was crazy about that boy.
Onlar böyle saçmalıklara inanmak için deli olmalılar
- They must be crazy to believe such nonsense.
Dün deli gibi ısırıyorlardı.
- They were biting like crazy yesterday.
Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
Bu çılgın fikir nereden aklına geldi?
- How did you come up with this crazy idea?
Bunlar sadece çılgın fikirler.
- These are just crazy ideas.
When she gets on the motorcycle she goes crazy.
He went crazy when he won.
Why is she so crazy about him?.
We played crazy eights, war, fifty-two card pickup. Rudy flipped the whole deck across the table at me and the cards sailed to the floor, kings, queens, deuces.
crazy-paving pattern.
She stayed late, working like crazy to get the project done before the deadline.
After so many days of rain, the kids started to get a bit stir-crazy.