Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
- Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
Dolu pencereyi çatlattı.
- The hail cracked the window.
Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.
- Tom accidentally cracked his phone's screen.
Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.
- Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.
Tom kırık telefon ekranına baktı.
- Tom stared at the cracked phone screen.