Tom bir uçak kazasında öldü.
- Tom died in a plane crash.
Karısı hastanede çünkü o bir araba kazasında yaralandı.
- His wife is in the hospital because she was injured in a car crash.
Tom'un bilgisayarı çökmeye devam ediyor.
- Tom's computer keeps crashing.
Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.
- There was a chain-reaction crash during rush hour.
Çarpışma için kendimizi hazırladık.
- We prepared ourselves for the crash.
Zırh giyen büyük bir çarpışmayla düşer!
- He who wears armor falls with a big crash!
Can I crash at your place on tonight? - Bu gece senin evinde kalabilir miyim?.
Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
- It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
O bir uçak kazasında öldü.
- She died in a plane crash.
Büyük bir gürültüyle ağacın düştüğünü duyduk.
- We heard the tree fall with a crash.
1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.
- During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.
Borsa niçin iflasa gitti.
- Why did the stock market crash?
Büyük bir gürültüyle ağacın düştüğünü duyduk.
- We heard the tree fall with a crash.
Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
- The plane turned sharply to the right just before it crashed.
Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.
- Tom says he saw who crashed into Mary's car.
Araba, kamyona çarptı.
- The car crashed into the truck.
The 1987 stock market crash.
Sabahlamak için bir yere ihtiyacım var.
- I need a place to crash.
Hey dude, can I crash at your pad?.
The crash of rhinoceros at Tsavo now numbers almost 200.
Double-clicking this icon crashes the desktop.
Can I crash at your place on Monday night?.
... but not limited to airplane crashes in Iran that are said to have been caused by old planes ...
... ( crashes ) ...