courir

listen to the pronunciation of courir
Fransızca - Türkçe
koşmak

Koşmak iyi bir egzersizdir. - Courir est un bon entraînement.

koşmak; yol almak; (zaman) geçmek; çapkınlık etmek; dolaşmak; kovalamak; devam etmek; yarışmak; maruz kalmak, yüz yüze gelmek
yürüt
çalıştır
koşun
çalıştırılmak
koş

Rüzgârın altında koşmayı severim. - J'aime courir sous la pluie.

Ne kadar hızlı koşarsan koş, asla bir motosikleti yakalayamazsın. - Aussi rapide que tu sois capable de courir, tu ne rattraperas jamais une moto.

yüz yüze gelmek
çapkınlık etmek
Fransızca - İngilizce
{v} streak
{v} scurry
{v} scoot
{v} race
{v} double
{v} range
{v} flee
run, race, hurry, trot; drive, course
{v} scamper
run about
go running
run

I am too tired to run. - Je suis trop fatigué pour courir.

I can run as fast as Bill. - Je peux courir aussi vite que Bill.

run along