Mahalle genç çiftlerle doluydu.
- The neighborhood was full of young couples.
Çiftler baş harflerini meşe ağaçlarına kazıdılar.
- The couples carved their initials in oak trees.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
- More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
- The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
- You two make a nice couple.
İki bardak şarabımız vardı.
- We had a couple glasses of wine.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.