Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
- I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?
Tom'un bir çift dövmesi var, değil mi?
- Tom has a couple of tattoos, doesn't he?
Onlar iyi bir çifttir.
- They are a good couple.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
- More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
- Could you lend me your bicycle for a couple of days?
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
- You two make a nice couple.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He's only a couple of years older than me.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He's only a couple of years older than me.
İki dakika içinde görüşürüz.
- See you in a couple of minutes.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.
... within a couple of tourism patrol but i'd wellington been transported ...
... A COUPLE OF HELICOPTERS FLOWN BY SUPERMODELS. ...