O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz.
- The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences.
Pek çok kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston countless times.
Pek çok hayat kayboldu.
- Countless lives have been lost.
Pek çok kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston countless times.
Pek çok hayat kayboldu.
- Countless lives have been lost.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.
- Many countries depend on agriculture.
Evrende sayısız yıldızlar var.
- There are innumerable stars in the universe.
Elektriğin keşfi sayısız buluş icat etmiştir.
- The discovery of electricity gave birth to an innumerable number of inventions.
Bunları hesaba katmamı istiyor musun?
- Do you want me to count these?
Sadece gücümüzü hesaba katmalıydık.
- We had to count on our strength only.
Abaküsler hesaplama aracıdır.
- Abacuses are counting devices.
Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı.
- Tom was counting on Mary to help him get ready for the party.
Japon Hava Yolları kontuarı nerede?
- Where is the Japan Airlines counter?
Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen.
- Please come to the counter at least an hour before your flight.
Kaç kişinin katılacağını saymayı unutma.
- Don't forget to count how many people attend.
Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin.
- You must be accurate in counting.
O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.
- He travels about the world gathering facts about little known countries.
Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur.
- The total population of the country is 300 million.
Hiç kimse ülkeme güvenmek istemedi.
- Nobody wanted to trust my country.
Hiç kimse ülkeme güvenmek istemez.
- Nobody wants to trust my country.
Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
- In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Başkalarının ceplerindeki parayı saymak iyi değildir ama ilginçtir.
- Counting money in other people's pockets isn't good, but it's interesting.
Bütün oy pusulalarını saymak zorundayız.
- We have to count all of the ballots.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
it
s ı count.
Her iki sayımda da yanılıyorduk.
- We were wrong on both counts.
Yılbaşı için geri sayım başladı.
- The countdown for the New Year has begun.
There is a countless number of stars.
I count apples as a type of fruit.
Your views don't count here.
There are three apples; count them.
Apples count as a type of fruit.
Can you count to a hundred?.
He has a 3-2 count with the bases loaded.
... and countless other inventions and ideas around the world. ...