Bütün gece hayalet hikâyeleri anlatarak uyanık kaldık.
- We stayed awake all night telling ghost stories.
Neden bize nereye gittiğini anlatarak başlamıyorsun?
- Why don't you start by telling us where you went?
Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
- Tom isn't good at telling jokes.
Tom fıkra anlatmada iyidir.
- Tom is good at telling jokes.
Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
- Tom isn't good at telling jokes.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
- Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız.
- There is no telling when we will fall ill.
Benim bu konuda ona canım bir şey söylemek istemiyor.
- I don't feel like telling her about it.