Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.
- Their job is to advise the president.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
- I'll do as you advise.
Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.
- We wish to advise you of the following price reductions.