Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
- The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
Arabanın tamiri biter bitmez, lütfen bana masrafları gösteren bir mektup yolla. Gerekli parayı sana göndereceğim.
- As soon as you have the car fixed, please send me a letter with the cost. I'll send you the money.
Giriş ücreti ne kadar?
- How much does it cost to get in?
Giriş ücreti 6 £ ama Pazar günleri ücretsiz.
- The admission costs six euros but on Sundays it's free.
Ben, ne pahasına olursa olsun ona yardım etmeliyim.
- I must help her at any cost.
Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
- Is eating healthy more costly?
Zarar bize çok paraya mal olacak.
- The damage will cost us a lot of money.
Yeni bisiklet bana 50.000 yen kadar fiyata mal oldu.
- The new bicycle cost me as much as 50,000 yen.
Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.
- Cars that, when new, cost 3,000,000 yen are apparently now worth 300,000, so I think I'll use mine a little longer.
O kitap 3.000 yene mal olmaktadır.
- That book costs 3,000 yen.
O, üç dolara mal olmaktadır.
- It costs three dollars.
Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.
- I would like to know how much it costs.
Bir bira ne kadar tutar?
- How much does a beer cost?
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
- Apart from the cost, it will take long to build the bridge.
Bir gömlek yapmak kaça mal olur?
- How much does it cost to make a T-shirt?
Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.
- This sweater costs more than fifty dollars.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.
- The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
- I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
Fiyatını düşünmeyin. Değerini düşünün.
- Don’t think of cost. Think of value.
Organik gıda yemek maliyetine değer mi?
- Is eating organic food worth what it costs?
Yeni bir ev inşa etmek bana çok paraya mal oldu.
- It cost me a lot of money to build a new house.
Arabayı tamir etmek kaça mal olacak?
- How much will it cost to fix the car?
We've costed the project at £1,000,000.
This was a badly costed project.