Hikâyesi doğru olmayabilir.
- His story may not be true.
Hikâye doğru görünüyor.
- The story appears to be true.
Hakiki uyruğumuz insanoğludur.
- Our true nationality is mankind.
Onun meşgul olduğu gerçektir.
- That he was busy is true.
Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- His story sounds true.
Onun tamamen doğru olduğunu sanmıyorum.
- I don't think that's quite true.
Bu hikaye kulağa acayip gelebilir ama tamamen gerçektir.
- This story may sound strange, but it's absolutely true.
Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.
- Only those who change stay true to themselves.
Bu, Fadıl Sadık'ın gerçek hikayesidir.
- This is the true story of Fadil Sadiq.
Bu gerçekten doğru değil.
- That's not really true.
Bu gerçekten doğru değil.
- This isn't really true.
O tam olarak doğru değildi.
- That wasn't exactly true.
Şey, bu tam olarak doğru değil.
- Well, that's not quite true.