Bir ceset kadar solgunsun.
- You're as pale as a corpse.
Çürüyen cesetlerden pis bir koku yayıldı.
- A stench emanated from the rotting corpses.
Bu şey bir ayı değil. O ölü bir ayı.
- This thing is not a bear. It is the corpse of a bear.
Dan ormanda bir ceset buldu.
- Dan found a dead body in the woods.
Odada bir ceset var mıydı? Hayır, orada hiç ceset yoktu
- Was there a dead body in the room? No, there was no body there.
Ben istihbarat birliklerinde görev yaptım.
- I served in the intelligence corps.