Mary üstü açılabilir kırmızı spor arabasıyla uzaklaşırken Tom izledi.
- Tom watched as Mary drove away in her red convertible sports car.
O yeni kırmızı üstü açılabilir bir araba sürüyordu.
- He was driving a new red convertible.
Mary üstü açılabilir kırmızı spor arabasıyla uzaklaşırken Tom izledi.
- Tom watched as Mary drove away in her red convertible sports car.
Ben üstü açık bir arabayla ABD çapında dolaşmak istiyorum.
- I'd like to drive across the USA in a convertible car.
Tom bir konvertibl sürüyor.
- Tom drives a convertible.
Araba yolunda park etmiş bir konvertibl var.
- There's a convertible parked in the drive.
The Axis of the Earth is supposed to haue a convertible nature.
As if, in truth, there were no God of Labour; as if godlike Labour and brutal Mammonism were convertible terms.