Bir istasyonun yakınında yaşamak büyük bir kolaylık.
- It is a great convenience to live near a station.
Sen uygun zaman için ödüyorsun.
- You pay for convenience.
Lüks ve rahatlık mutluluğa eşit değildir.
- Luxury and convenience do not equate to happiness.
Kamu yararına saygı duyulmalıdır.
- The public convenience should be respected.
Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
- I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
Fast food is popular because of its cost and convenience.