Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
Gerçekten denetimde misin?
- Are you really in control?
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
With a simple remote, he could control the toy truck.
I couldn't control my anger.
- I could not control my anger.
She cannot control her children.
- She can't control her children.
... It's all controlled by the Android tablet hooked up through an ADK, much like the one ...
... and doing a controlled experiment is one of the most important innovations in medicine ...