Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Her şeyim denetim altında.
- I have everything under control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
With a simple remote, he could control the toy truck.
She cannot control her children.
- She can't control her children.
She can't control her children.
- She cannot control her children.
... It's all controlled by the Android tablet hooked up through an ADK, much like the one ...
... constantly controlled by media or by ...