Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
With a simple remote, he could control the toy truck.
She cannot control her children.
- She can't control her children.
I couldn't control my anger.
- I could not control my anger.