El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Nobody can control us.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourselves.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Gerçekten denetimde misin?
- Are you really in control?
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.
- The pilot is trying to restore communication with the control tower.
He works as a control author in Microsoft.
Sami hayatını milyon dolarlık anlaşmaları kontrol ederek geçirdi.
- Sami spent her life controlling million-dollar deals.
Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.
- The pilot was having trouble controlling the aircraft.
Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
- The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Tom her şeyi kontrol etti.
- Tom controlled everything.
Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
- Aliens controlled Earth's progress in secret.
Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.
- Controlling my emotions is not my forte.
Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
- I have trouble controlling my emotions.
Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
- I have trouble controlling my anger.
Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
- Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
Uçağın kontrolleri düzensizdi.
- The controls of the plane were out of order.
With a simple remote, he could control the toy truck.
The government has complete control over the situation.
Before flight its is vital to ensure all control surfaces are clear of obstruction and can move smoothly and freely.
control-freak mentality.
1. Press and hold down the control key while you press '9'.
2. I pressed Control and Alt Delete but nothing happened.
... control 35% of the land on Earth. ...
... now. That means that MRIs, space-ships, and air-traffic control systems share the information ...