El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Nobody can control us.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.
- The pilot is trying to restore communication with the control tower.
He works as a control author in Microsoft.
Sami hayatını milyon dolarlık anlaşmaları kontrol ederek geçirdi.
- Sami spent her life controlling million-dollar deals.
Öfkeni nasıl kontrol ediyorsun?
- How are you at controlling your temper?
Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.
- The pilot was having trouble controlling the aircraft.
Mary kontrollü bir eşti.
- Mary was a controlled wife.
Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.
- Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself.
Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
- Aliens controlled Earth's progress in secret.
Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
- The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
- I have trouble controlling my anger.
Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
- The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
- Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
Kontrollerden uzak durun.
- Step away from the controls.
Uçağın kontrolleri düzensizdi.
- The controls of the plane were out of order.
With a simple remote, he could control the toy truck.
The government has complete control over the situation.
Before flight its is vital to ensure all control surfaces are clear of obstruction and can move smoothly and freely.
control-freak mentality.
1. Press and hold down the control key while you press '9'.
2. I pressed Control and Alt Delete but nothing happened.
... might work. You have some kind of combination of physical access-control and tamper-evidence, ...
... in the calendar to automatically control home devices. ...