Tom küçük bir kutu açtı ve içindekileri masaya boşalttı.
- Tom opened the small box and emptied the contents on the table.
Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü.
- Tom poured the contents of his glass into the sink.
Google'ın tüm web arama geçmişinizi tuttuğunu ve size reklam sunmak için e-postalarınızın içeriğine baktığını biliyor muydunuz?
- Did you know that Google keeps a history of all your web searches and looks at the contents of your emails to provide you advertising?
Tom paketin içeriğine baktı.
- Tom looked through the contents of the package.
Bu kitabın içerikleri zayıf sinirli insanlar için uygun değildir.
- The contents of this book are not suitable for people with weak nerves.
Kutu, içerikle eşleşmiyor.
- The box doesn't match the contents.