Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
- We need to have a contract.
Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
- I got Tom to sign the new contract.
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
- No ambiguities are allowed in a contract.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Onlar anlaşmadan memnun.
- They are satisfied with the contract.
Resmi yazılı İngilizce you're, won't ve can't gibi kısaltmalardan kaçınır.
- Formal written English avoids contractions, such as you're, won't, and can't.
Tom bu sabah mukaveleyi imzaladı.
- Tom signed the contract this morning.
Sosyal herhangi bir mukaveleye asla imza atmadım.
- I have never signed a social contract.
Onların sözleşmesi bu ayın sonunda bitecek.
- Their contract is to run out at the end of this month.
İş sözleşmesi geçen ay bitti.
- The business contract ran out last month.
The snail's body contracted into its shell.
... DAVID BECKHAM: But obviously, with the new contract now, it ...
... I'm glad I got a two-year contract. ...