Bu kontratın kelime kelime tercüme edilmesini istiyorum.
- I want this contract translated word for word.
Onun süresi belirsiz bir kontratı var.
- She has an indefinite contract.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
- No ambiguities are allowed in a contract.
Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
- The details of the agreement are set forth in the contract.
Anlaşmayı cebren imzaladı.
- He was made to sign the contract against his will.
Resmi yazılı İngilizce you're, won't ve can't gibi kısaltmalardan kaçınır.
- Formal written English avoids contractions, such as you're, won't, and can't.
Sosyal herhangi bir mukaveleye asla imza atmadım.
- I have never signed a social contract.
Tom mukaveleyi imzaladı.
- Tom signed the contract.
Bir iş sözleşmesine sahipti.
- She had a work contract.
Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.
- The actress tore up her contract angrily.
The snail's body contracted into its shell.
... it? I mean, this is a contract, not fair use. This is what our contract says. And the European ...
... I'm glad I got a two-year contract. ...