contiguous; touching

listen to the pronunciation of contiguous; touching
İngilizce - Türkçe

contiguous; touching teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

continent
{i} kıta

Eğer Afrika kıtasına gitmiş olsaydım en güvenli ve en temiz yer neresi olurdu? - If I was going to the African continent where would be the safest and most sanitary place?

Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler. - They crossed the vast continent on foot.

continent
idrarını tutabilen
continent
kendine hakim
continent
(Tıp) kontinent

Onlar bu otelde kontinental kahvaltı hizmeti verirler. - They serve a continental breakfast in this hotel.

continent
anakara

Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerikan anakarasına ulaştı. - The abolition of slavery in Europe eventually reached the American continent.

continent
ıIımlı
continent
ölçülü
continent
{i} britanya ve İrlanda haricindeki avrupa kıtası
continent
{s} idrarını tutabilen; bağırsaklarına hâkim olabilen
continent
{i} avrupa kıtası
continent
the Continent Avrupa kıtası the dark Continent Afrika
continent
hakim olabilen
contingence
bitişme
contingence
temas
contingence
değme
contiguous; touching