content, satiated; having one's desires satisfied

listen to the pronunciation of content, satiated; having one's desires satisfied
İngilizce - Türkçe

content, satiated; having one's desires satisfied teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pleased
memnun

Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu. - My brother was very pleased with the examination result.

Seninle tanıştığıma memnun oldum. - I'm pleased to meet you.

pleased
{f} memnun et

Seni memnun ettim, değil mi? - I pleased you, right?

Oyun izleyiciyi memnun etti. - The play pleased the audience.

pleased
iste/memnun et
pleased
hazzetmek
pleased
hoşnut olmak
pleased
{s} keyifli

Tom çok keyifli olacak. - Tom will be so pleased.

Tom keyifli görünmüyordu. - Tom didn't look pleased.

pleased
hoşnut

Ben senin hoşnut olacağını düşündüm. - I thought you'd be pleased.

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

İngilizce - İngilizce
{s} pleased
content, satiated; having one's desires satisfied