O onların planı üzerinde düşündü.
- He contemplated their plan.
Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.
- He contemplated taking a trip to Paris.
Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
- A trivial problem doesn't require long contemplation.
I contemplated doing the project myself, but it would have taken too long.