ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
- There are few legal constraints on the sale of firearms in the U.S.
Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.
- I think I've showed considerable constraint under the circumstances.
Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.
- I think I've showed considerable constraint under the circumstances.
Odada bir baskı hissi vardı; Hiç kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret etmedi.
- There was a feeling of constraint in the room; no one dared to tell the king how foolish his decision was.
... because they had a computing need that couldn't be met within the constraints set by their ...
... that due to all the constraints ...