O, Slav mitolojisinde Yunan veya Roma mitolojilerindeki gibi böyle tutarlı bir düzen olmadığını söyledi.
- He said, that the slavic mythology wasn't such a consistent system like greek or roman mythology.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Şirketimiz istikrarlı ücretler için karar verdi.
- Our company decided for consistent fees.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti.
- Sami consistently denied having an affair with Layla.
Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
- The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.
Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.
- The group consists of 50 students in all.
Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti.
- Sami consistently denied having an affair with Layla.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
Esperanto alfabesi 28 harften oluşur: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z.
- The Esperanto alphabet consists of 28 letters: a, b, c, ĉ, d, e, f, g, ĝ, h, ĥ, i, j, ĵ, k, l, m, n, o, p, r, s, ŝ, t, u, ŭ, v, z.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti.
- Sami consistently denied having an affair with Layla.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
He is very consistent in his political choices: economy good or bad, he always votes Labour!.
The consistentes stand together with the faithful, and do not go out with the catechumens.
The Diurnal motion of the primum mobile, is it not from East to West? And the annual motion of the Sun through the Ecliptick, is it not on the contrary from West to East? How then can you make these motions being conferred on the Earth ... to become consistents?.
The train's consist included a baggage car, four passenger cars, and a diner.
The greeting package consists of some brochures, a pen, and a notepad.
... But we are switching to monthly to be consistent with ...
... So what I've tried to do is be consistent. With respect to something like coal, we made ...