Yeni metot epeyce düşünmeye değer.
- The new method is well worth consideration.
Sorun düşünmeye değmez.
- The problem is not worth consideration.
O, annesinin tavsiyesini göz önünde tutmalıdır.
- She should take into consideration the advice of her mother.
Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.
- Such considerations ultimately had no effect on their final decision.
Bu dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
- That requires careful consideration.
Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.
- You should take into consideration the advice of your mother.
Gerçeği dikkate almalısın.
- You must take the fact into consideration.
Onun hastalığına dikkat etmelisin.
- You should take her illness into consideration.
Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
- The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
Bir seçenek şimdi görüşülmekte.
- An option is now under consideration.
Saygı çok gereklidir.
- Consideration is very necessary.
After much consideration, I have decided to stay.
Sure I'll move my car, but only for a consideration.