Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Ben her iki kitabı okumadım.
- I haven't read either book.
Ebeveynlerinden hiçbirine benzemez.
- He doesn't resemble either of his parents.
Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
- I don't like either hat.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
Elmaların herhangi birini al.
- Take either of the apples.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?