conj. at the moment that, if ever

listen to the pronunciation of conj. at the moment that, if ever
İngilizce - Türkçe

conj. at the moment that, if ever teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

once
bir kere

Bir keresinde babanla karşılaştım. - I met your father once.

Bir keresinde bir panda gördüm. - I have seen a panda once.

once
birdenbire

Birdenbire, o konuştu. - All at once, he spoke out.

Bu birdenbire olmadı. - It didn't happen all at once.

once
bir defa

En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın. - You must not forget to write to your parents at least once a month.

Senin bir defa televizyona çıktığını hatırlıyorum. - I remember you appeared on television once.

once
onceki
once
bir zamanların
once
var olan
once
bir sefere mahsus
at the moment
şimdilik
once
bir zamanlar

O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için. - That dispute has been settled once and for all.

Bütün bu dünyevi bilgelik bir zamanlar herhangi bir bilge adamın sevimsiz sapıklığıydı. - All this worldly wisdom was once the unamiable heresy of some wise man.

once
-diği zaman
at the moment
şimdi

Sen şimdi nerede oturuyorsun? - Where do you live at the moment?

Sen şimdi nerede oturuyorsun? - Where are you sitting at the moment?

at the moment
su anda
at the moment
su an
once
herhangi bir zamanda
once
bir zamanlar, eskiden. bağ
once
(isim) bir kere
once
baglaç
once
bir vakitler
once
conj. hemen
once
eskiden

Sana eskiden hiç söz etmedim. - I never mentioned you once.

once
olur olmaz

Çocukların olur olmaz anlayacaksın. - You'll understand once you have kids.

Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler. - People rarely come to see you once you are retired.

once
bir kez, bir defa
once
bir -se ..., bir -di mi ...: Once he's started you can't get him to stop. Bir
İngilizce - İngilizce
once
at the moment
At this moment; right now
at the moment
now, at this time, at this point
conj. at the moment that, if ever