conj. at the hour of; as; whereas

listen to the pronunciation of conj. at the hour of; as; whereas
İngilizce - Türkçe

conj. at the hour of; as; whereas teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

when
ne zaman

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

Ne zaman burada yüzebilirim? - When can I swim here?

when
dığı zaman
when
iken

Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım. - I met him once when I was a student.

Ben bir öğrenci iken, ona sık sık yazdım. - I often wrote to her when I was a student.

when
gerektiğinde

Ne zaman orada olmam gerektiğinden emin değilim. - I'm not sure when I should be there.

Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi? - You'll tell me when you need to leave, won't you?

when
-ınca
when
-diği (gün)
when
(olması gerektiği) halde
when
-diğinde
when
-dığı zaman
when
-diği zaman
when
geldiğinde

O geldiğinde başlayacağız. - We will start when he comes.

Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu. - She was playing the piano when the guests arrived.

when
when he comes geleceği zaman
when
vakit

Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım. - I spent a lot of time here when I was a kid.

Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim. - When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.

when
göz önüne alarak
when
{i} ne zamandan kalma
when
When shall I come? Ne zaman geleyim? Come when you please
when
-diğinde; -diği zaman; -ince; -diği (gün, saat v.b.): You have to get up when
when
ta ki
when
zaman

Zamanımız olduğunda onu yapacağız. - We'll do it when we have time.

Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan. - I wish you would shut the door when you go out.

when
halde

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

İngilizce - İngilizce
when
conj. at the hour of; as; whereas