Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Tom confessed to killing Mary.
Tom sonunda baskıya dayanamadı ve itiraf etti.
- Tom eventually broke down and confessed.
Suçunu çok açık bir şekilde itiraf etti.
- He confessed his crime frankly.
İtiraf edilen bir günah yarı yarıya bağışlanır.
- A sin confessed is half forgiven.
O, itiraf etmek için zorlandı.
- She was forced to confess.
Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.
- Tom felt he had no other choice than to confess to police.
Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.
- He confessed he had to lie.
Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
- Tom confessed to murdering Mary.
Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı.
- The suspect began to confess at last.