Teşhis hakkında bir tartışma yapacağız.
- We will have a discussion concerning the prognosis.
Tom ile Mary hakkında konuşmak istiyorum.
- I'd like a word with Tom concerning Mary.
Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.
- There is a rule concerning the use of knives and forks.
Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.
- There is a rule concerning the use of knives and forks.
Tom'un tıbbi tedavisi ile ilgili birkaç sorumuz var.
- We have a few questions concerning Tom's medical treatment.
Onun geçmiş yaşamı ile ilgili bir şeyin farkında mısınız?
- Are you aware of anything concerning his past life?
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.
- The existing law concerning car accidents requires amending.
Bununla ilgili, ben suçlanacak tek kişiyim.
- Concerning this, I'm the one to blame.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum.
- I am concerned for your health.
Tom hakkında endişeliyim.
- I'm concerned about Tom.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
- This product has been designed with the highest concern for safety.
Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
- Your friends are really concerned about your health.
Ben endişeni paylaşıyorum.
- I share your concern.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
- This does not concern you at all.
Tom bir şey hakkında çok endişeli görünüyor.
- Tom seems to be very concerned about something.
Söylemek zorunda olduğum şey, buradaki herkesi ilgilendirir.
- What I have to say concerns everyone here.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Güvenlik birincil sorundur.
- Safety is the primary concern.
Sorun beni ilgilendirmez.
- The question doesn't concern me.
Bu hepimizi ilgilendiren bir mesele.
- It's a matter that concerns all of us.
Mesele beni ilgilendirmiyor.
- The matter does not concern me.
Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
- That's nothing you need to concern yourself with.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Bu, firmamızı ilgilendirmiyor.
- It is no concern of our firm.
Senin için kaygılandım.
- I've been concerned about you.
O benim yegane kaygım.
- That's my sole concern.
Bana kalırsa işler iyi gidiyor.
- As far as I'm concerned, things are going well.
Hans Bethe 1967'de yıldızlarda enerji üretimi hakkındaki işi için fizik nobel ödülünü kazandı.
- Hans Bethe won the 1967 Nobel Prize in Physics for his work concerning energy production in stars.
Mark's health was of great concern to Connie.
... Concerning the ' these various deductions, the mortgage deductions, the charitable deductions, ...
... their narratives concerning some situation. ...